20 Mayıs 2011 Cuma

bugün başka bir ruh

ofise geldim, işimi bitirdim. gazetemi okudum. baktım, yemek saatini kaçırmışım. sınır sınır oturup dersimi çalıştım.  aslında tamamen yemekten değil, planladığım cumayı kaçırmıştım. üzerine açlık gelince baya bozuldum kendime. sonrada çok profesyonel bir şekilde yarım poşet hazır tavuk çorba karışımını yamuk tabağa koydum, üzerine de ketilde kaynattığım suyu koydum ve kafa diktim. boğazımdan nasıl bir karmaşığın geçtiğini tahmin etmek bile istemiyorum. eee .. sonuç olarak da karnımı doyurmuş oldum. sonra dönüp pencereden dışarıya bir baktım ve çokk şükür dedim.. gözümün önünden dakika içinde geçip kaybolan arabalar , hızla yoldan geçmeye çalışan büfe servis çalışanları, çekici soförüne yalvarıyor olan adam, kara terler içinde arabaya bavul alıp sahibinin gözüne tip isteğiyle bakan otel çalışanı. köşede , geçen insanlaran ayakkabılarını inceleyerek sigarasını içmekte olan ayakkabı boyacı...  dedim ki, belki de ben onların yerinde olabilirdim ve öğlen yemeği şikayeti etmeye zaman bile bulamazdım hatta öğlen yemeğini bir lüks olarak algılabilirdim. kim bilir kimi insanlar bana bakarak şükürler ediyorlar , şu otel çalışanı da kimi insanlara bakarak benzer karşılaştırmalar yapıyordu.... hemen ardından patronun sesi hayallerimden uyandırdı...gerçek hayat ,,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder